Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Serda Kranda Kapucuoğlu, ilk romanı Birdenbire’yi Mümkün dergiye anlattı.

sarda-kranda-kapucuoglu

İyi roman, sizi bir atmosfere taşıyabilen bir romandır. Artık orada yaşar, o dünyada yer içer, soluk alır, oranın şarkılarını söylersiniz. İşte Serda Kranda Kapucuoğlu’nun ilk romanı Birdenbire sizi aşkın atmosferine sokuyor. Ayşegül ve Mehmet’in hikayesini, aşklarını, oyunlarını okurken aşkın atmosferine giriyor, aşık değilseniz bile sokaklara çıkıp âşık olmak istediğinizi haykırmak istiyorsunuz. Baharın gelişini müjdeler gibi aşkı müjdeliyor Birdenbire, belki ikisini de. Dilinizde şarkılar, kalbinizde tatlı bir çarpıntı biraz yerden yükseliyorsunuz. Serda ile ona bir rüyanın fısıldadığı romanını ve dünya dışı bir malzemeden yapılmış aşkı konuştuk.

Birdenbire senin ilk romanın, nasıl gelişti bu roman yazma fikri birdenbire mi yoksa uzun süreli bir birikimin sonucu muydu?

Çocukluğundan beri okuyan ve yazan pek çok kişi gibi ben de bir gün bir roman yazmayı istedim ama doğrusu bunu yapabileceğime pek ihtimal vermiyordum. Sen de bilirsin, edebiyatın kendine has, insana haddini bilmesini öğütleyen hatta bazen bunu dayatan bir hali vardır. Bizim ülkemizde ise bu adeta somut olarak hissedilir. Dolayısıyla kafamın içinde bir otorite, bir jüri vardı hep; ne yazsam yine de olmayacağını bana hissettiren. Ancak bundan yaklaşık 4 yıl önce bir rüya gördüm.


Mümkün Dergi’de yayınlanan Kevser Aycan Aşkım Saroğlu Röprotajının tamamını dergiden mumkundergi.com‘dan okuyabilirsiniz.