On binlerce yıl önce başlayan bir öyküsü var insanın. Akla gelebilecek hemen hemen tüm alanlardaki bugünkü gelişmişlik seviyesine insan, bu öykü içinde yaptığı çeşitli buluş ve keşifler sayesinde geldi.
Somuttan Soyuta
Şüphesiz bu buluşların en önemlilerinden biri yazıyı keşfetmesi oldu. En başlarda nesnelerin görselleşmesi, yani resim yazı ya da tam tabiriyle piktografik bir şekilde ortaya çıkan yazı, daha sonra yazımının göreceli kolay olması sebebiyle çivi yazısı şeklini aldı. İlerleyen süreçte ise yavaş yavaş sembol kullanımına, başka bir deyişle fikir yazıya ya da tam tabiriyle logograma dönüştü. Bu evrimin zirvesini harf dediğimiz sembollerin, yani alfabenin keşfiyle gördük. Bugün artık dünya üzerinde 14 farklı temel alfabenin bulunduğunu biliyoruz.
Demek oluyor ki, yazının yaklaşık altı bin yıl süren evrimini tanımlarken Tüfek, Mikrop ve Çelik kitabının yazarı ve akademisyen Jared Diamond’un da belirttiği gibi, yazı sistemlerini de temelde 3 ana başlıkta derleyebiliriz:
- Önce tam bir sözcüğe denk gelen işaretler (resim ve fikir yazı),
- Sonra tam bir heceye denk gelen remizler (hece yazı),
- En sonunda da tek bir temel sese denk gelen harfler (alfabe).
Yazının bu şekilde resimden harfe, yani somuttan soyuta doğru evrilmesine paralel, insan zihni ve ruh işleyişinin de aynı şekilde evrilmiş olduğunu, insan duygu ve düşüncelerinin de somuttan soyuta, yüzeysellikten derinleşmeye geçtiğini söyleyebiliriz.
Elbette MÖ 3200’lerde Mezopotamya’da Sümerler tarafından çivi yazısı adı verilen yazının ilk kez kullanılmaya başlanması her ne kadar tapınak ve depolardaki mal kayıt bilgisinin tutulması gibi ticari bir ihtiyaçtan kaynaklanmış olsa da okuma-yazma işlevi, yaygın kullanımlı ilk matbaanın MS 1450 yılında Johannes Gutenberg tarafından icadına kadar yalnızca iktidar sahipleri ve din görevlileri gibi seçkin sınıflar ile sınırlı kalmıştı. Bunlarla beraber bugün Google, gelişmiş modern tarih boyunca dünyada yaklaşık 130 milyon kitabın yazılıp basıldığını duyuruyor. Gerçi bu yazı yazılırken dahi yeni kitaplar baskıya veriliyor, yeni yazılar oluşturulmaya devam ediliyor. Öte yandan Bowker adlı organizasyonun verileri kullanılarak yapılan tahminlere göre dünyada basılan yeni kitap sayısının yıllık 800 bin olduğu, ayrıca yazının talep tarafını oluşturan kitap okuma oranlarının, her ülke bazında, yıllar itibariyle düzenli şekilde arttığı belirtiliyor.
Emojilere Nasıl Geldik?
Peki yazı ve yazabilme sanatı bu denli gelişmiş ve güçlenmişken bu emojiler neden ve nereden girdi hikâyemize? Yazdıklarımıza duygularımızı da kattıkları için mi ya da süslü ve eğlenceli olduklarından mı? Kendimizi artık yazarak ifade edemediğimiz için mi yoksa işimize daha kolay geldiğinden mi? Ya da onlarla daha hızlı ve uğraşmadan iletişim kurabildiğimiz için mi? Yoksa emojiler aslında yazının gücünü azaltan ve onu içten içe çürüten, şu anda öngörmediğimiz ama gerçekte yazı karşıtı düşmanlar mı? Ya da resim ve çividen başlayıp binlerce yılda alfabeye evrilmiş olan yazı, son 10 yılda sessiz sedasız resme ve nesneye geri mi dönüyor?
Doğru Cevap: Hepsi ve aynı zamanda hiçbiri.
Zira günümüzde emojiler, dijital teknolojinin de yardımıyla, imla ve imayı güçlendirmek üzere kullanılan bir “ifade dili” oldu ve gözlemlenen o ki yoluna sağlam adımlarla devam ediyor. Emoji kataloglarımız her uygulama güncellemesinde sayı ve tema olarak artarak büyüyor. Üstelik iki yabancının birbirlerinin dilini dahi bilmeden, anlaşabilecekleri kitlesel ve küresel bir ortak dil ve iletişim aracı olarak kullanılabiliyor. En ilginci, artık yalnızca emojilerle yazılmış kitap projeleri –Emoji Dick, Herman Melville’in orijinal Moby Dick adlı kitabından uyarlama- ve müzik klipleri –“Roar”, Kathy Perry- piyasaya sürülmeye başlanıyor.
Dahası yanlış anlaşılma kaygısıyla ya da esprili bir ifade kullanmak veya yazılı metindeki duygusal boşluğu doldurmak için yazdıklarını emoji ile destekleyenlerin sayısı oldukça fazla. Emoji kullanarak aslında yazıya sanal bir mimik de koyulmuş oluyor. Sanıyoruz ki “en büyük sensin” ile “en büyük sensin☹” ya da “senden nefret ediyorum” ile “senden nefret ediyorum☺” arasındaki farklar ne demek istediğimizi daha net anlatabilir.
Dünyanın en büyük medya ve grafik yazılımı şirketlerinden Adobe’un hazırladığı ve 5 bin emoji kullanıcısıyla yaptığı “Yaratıcılığın Geleceği: 2022 ABD Emoji Trend Raporu”na göre, emojinin çok yönlülüğü, anlamı ve kapsayıcılığı geliştikçe insanların birbirleriyle bağlantı kurma imkanlarının arttığı, emoji kullanan biriyle empati kurma olasılığının daha yüksek olduğu belirtiliyor. Hatta iş yazışmalarında emoji kullanılmasının daha önce profesyonel olmadığı düşünülse de pandemi dönemi sonrası oluşan uzaktan çalışma ortamı zorluklarının aşılmasının, yani yüz yüze etkileşim, beden dili ve ses tonu olmadan yapılan yazışmaların yorumlanmasının emojiler ile daha kolay olduğu ve bunun, güvenirliliği ve iknayı arttırdığı artık birçok kişi tarafından açıkça kabul ediliyor.
Sonuç olarak, çağımız hız çağı. Birbirinden farklı birçok şeye aynı anda yetişmeye çalışıyor, hiçbirinden geri kalmak istemiyor, duygusal zekamızı en iyi şekilde sergileyip, herkes tarafından sevilmek ve beğenilmek istiyoruz. Hal böyle olunca sayfalar dolusu tasvirler yapmak yerine, tek tuşluk emojiler ile saniyeler içinde iletişim kurmak hepimize avantajlı görünüyor.
Ancak emojilerin yazma becerilerimizi zamanla körelteceğini, duygu ve düşüncelerin emojilere sığdırılmasının mümkün olmadığını da düşünmek gerek. Birçok aşamadan geçip binlerce yılda zenginleşen yazı sanatının emojilerin etkisiyle yoksullaşmasını kim ister ki? Öte yandan gelecek kuşaklara yazının her türünün en doğru ve en güzel şekliyle miras bırakılması da görevlerimiz arasında. O halde bu alanda oluşabilecek sıkıntıları şimdiden öngörüp, en azından bunların farkında olmak da hassasiyetle üzerinde durulacak gündemlerimiz arasında yer almalı sanki.
Kaynakça
Dalkıran, Ömer, Kitabın Tarihi 201 – 213, Türk Kütüphaneciliği 27.1.2013
Haarmann, Harald, Yazının Tarihi 24-25, 121 – 123, Runik Kitap
Trabant, Jürgen, Dil, Söz ve Yazının Gelişimi 89, 113, Runik Kitap
Diamond, Jared, Tüfek, Mikrop ve Çelik 31–32, Pegasus Yayınları
Çakır, A. Beytullah, Fikir Turu Dergisi, 2 Şubat 2022
Adobe Co., Yaratıcılığın Geleceği, 2022 ABD Emoji Trend Raporu